16 Mart 2009 Pazartesi

Rooney'in hayatı

Wayne RooneyBugün sizlere İngiliz futbolunun ve Manchester United’ın genç ve hırçın futbolcusu Wayne Rooney’i daha da yakından tanıtacağım.Rooney’nin hayatı, 2002 yılında henüz 16 yaşındayken Everton formasıyla Arsenal’e attığı golden sonra oldukça değişti. 24 Ekim 1985 yılında İngiltere’nin Croxteth kentinde dünyaya gelen genç yıldız 1.81 boyunda ve 78 kilo ağırlığındadır. Genç yaşına rağmen güçlü yapısı, hızı ve sert şutlarıyla oldukça etkili bir oyuncu olan Rooney’in en büyük eksikliği ise hırçın bir yapıya sahip olması.Everton’da forma giydiği iki sezonda toplam 67 maçta forma giyen genç oyuncu 15 gol atarken, 2004 yılında 31 milyon Paund’a transfer olduğu Man Utd’da ise 65 maçta 27 gol atarak dikkatleri üzerine çekti. Sir Alex Ferguson, Rooney için “Kariyerimde gördüğüm en büyük yetenek” diye bahsederken, bu kadar genç bir oyuncuda bulunmayacak bir mentaliteye sahip olmasının kendisini oldukça etkilediğini söylüyor.2002 yılında Everton’da dikkatleri üzerine çeken genç golcü, birçok ünlü kulübün peşinde olduğunu bilmesine rağmen Everton formasıyla attığı gollerden sonra formasının altına giydiği “Once A Blue, Always A Blue” yani türkçesi “Bir kez mavi, herzaman mavi” yazılı t-şörtünü Everton taraftarlarına göstererek Everton’da oynamaktan dolayı mutlu olduğunu ima ediyordu.Ancak yıldız oyuncu iki sezon sonra Everton’dan ayrılmak istediğini açıklayınca, Everton taraftarlarının öfkesini çekerek istenmeyen adam ilan edildi. 2004 sezonu sonunda Rooney, İngiltere’nin en büyük kulübü dediği Man Utd’a 31 milyon Paund karşılığı transfer oldu.Man Utd’da haftada 75 bin sterlin kazanan Wayne’nin reklam gelirleri ise haftada 4 bin sterlini buluyor. 21 yaşında olmasına rağmen şimdiden otobiyografisinin yayın haklarını 6 milyon paunda Harper Collins’e satan genç oyuncu, 12 yıl içerisinde 5 kitap yazacak. Bunlardan ilkini yani “Şu Ana Kadar Hikayem’i (My Story So Far)” yazan Rooney, şu sıralar Man Utd ile 75 milyon Paund karşılığında yeni 10 yıllık bir sözleşme imzalamaya hazırlanıyor.Başarıları:Britanya Yılın Genç Kişiliği Ödülü: 2002 Dünya'da Yılın En İyi Genç Futbolcusu: 2005
__________________

İbrahimoviç'in hayatı

Zlatan Ibrahimović, Bosna-Hersek asıllı İsveçli futbolcu.
1995 yılında büyüdüğü şehrin takımı Malmö ile anlaşan Ibrahimovic, burada geçirdiği birkaç yılın ardından, genç yeteneklere olan ilgisiyle ünlü Arsenal menajeri Arsen Wenger’in ilgisini çekmeyi başardı ancak Malmö kulübü Ibrahimovic’in transferine izin vermedi. 2001 yılında 7.8 Milyon avro karşılığında Ajax’a transfer oldu ve bu takımla önemli başarılara imza attı.
Ajax’ta oynadığı sırada, Hollanda ile yapılan bir milli maçta Ajax’tan takım arkadaşı Rafael van der Vaart’ı kasten sakatladığı gerekçesiyle Juventus’a satışına karar verildi.
19 Milyon avroya gerçekleşen Juventus transferinin ardından takımda ilk onbirde yer bulmaya başlayan Ibrahimovic, bu takım ile İtalya şampiyonluğu yaşadı. 2005-2006 sezonunda İtalya’da patlak veren şike skandalı ile birlikte Juventus’un küme düşürülmesinin ardından Interview’e transfer oldu.
Zlatan Ibrahimovic futbol hayatını halen Inter kulübünde sürdürmekte

14 Mart 2009 Cumartesi

12 Mart 2009 Perşembe

http://www.esnips.com/doc/47bc7ec9-29d2-427f-9899-7c808e09802f/Turkey---Burat-Kut---Komple

Messi'nin hayatı

Lionel Messi 24 Haziran 1987’de Arjantin’in Rosario şehrinde Dünyaya gelmiştir
. İspanya’nın Barcelona Kulübü’nün ve Arjantin Milli Takımın’ın vazgeçilmez oyuncusudur.
1,69 m boyunda 67 kg ağırlığındadır.
Medyada sık sık “Yeni Diego Maradona” olarak nitelendirilmektedir.
Maradona’nın kendisi de demeçlerinde Messi için “Maradona’nın Halefi” demiştir.
Messi, bir çok futbol analisti tarafından Dünya’nın en iyi genç oyuncusu olarak kabul edilmektedir.İlk Yılları
Lionel Messi, 1987 yılının 24 Haziran günü Rosario Santa Fe Province şehrinde doğmuştur.
İlk olarak 5 yaşındayken, antrenörlüğünü Messi’nin babasının yaptığı
Grandoli adlı kulüpte top oynamaya başlamıştır
. 1995 yılında buradan Newell's Old Boys takımına geçmiştir.
11 yaşındayken doktorlar tarafından büyüme hormonu yetersizliği teşhisi konulmuştur
. Bu yıllarda River Plate takımı Messi’yle ilgilense de oldukça yüksek
olan tedavi masraflarını karşılayacak güçte olmadığı için vazgeçmek zorunda kalmıştır.O dönemde Arjantin’de genç yıldızları araştıran Barcelona Kulübü’nin
sportif direktörü Carles Rexach, Messi’nin doğal futbol yeteneğini fark etmiş ve
Messi’ye karşılığında tüm tedavi masraflarını karşılamak üzere İspanya’da
Barcelona’nın alt yapısında oynamasını teklif etmiştir.
Lionel Messi’nin hayatında bir dönem noktası olan bu teklifi ailesi kabul etmiş ve
Avrupa’ya İspanya’ya taşınmışlardır
. Kısa bir süre sonra Lionel Messi Barcelona’nın B takımında
30 maçta 37 gol atarak ne kadar büyük bir yetenek olduğunu kanıtlamıştır.Barcelona A Takımıİlk olarak 2004 yılının Ekim ayında, “Barcelona’da oynayan üçüncü en genç futbolcu”
ünvanıyla, La Liga’da (İspanya Ligi) RCD Espanyol takımına karşı forma giydi.
1 Mayıs 200 tarihinde La Liga’daki ilk resmi golünü Albacete Balompié takımına karşı kaydetti.
Bu gölü attığında Messi 17 yaşındandaydı (17 yıl 10 ay 7 gün) ve Barcelona’da
o güne kadar gol atma başarısını gösteren en genç futbolcu olarak tarihe geçti.Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı
Messi’ye İspanya Milli Futbol Takımı’nda oynaması teklif edildi ancak
Messi bunu reddetti ve doğduğu ülkenin milli takımı için
oynamak istediğini söyledi. 2004 Haziran ayında ilk kez bir dostluk maçında,
Paraguay Milli Futbol Takımı’na karşı,
Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı formasını giydi.2005 Haziran ayında Hollanda’da düzenlenen Dünya Gençler Futbol Şampiyona’sında
Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı’yla şampiyonluk sevincini yaşadı.
Bu turnuvada attığı 6 golle turnuvanın en skorer oyuncusu seçilerek altın ayakkabı ve
en iyi oyuncusu seçilerek de altın top ödüllerini aldı.
Bu başarısından sonra 27 Haziran’da 150 milyon € (Avro) karşılığında Barcelona
ile 2010 yılına kadar bir sözleşme imzaladı. (Bu para,takım arkadaşı Ronaldinho’nun
aldığı ücretten 30 Milyon € daha fazladır)Arjantin Milli Takımı
İlk kez 4 Ağustos’ta Arjantin Milli Takımı teknik direktörü José Pekerman tarafından
Arjantin Milli Takımı’na davet edilmiştir. Milli takımdaki ilk resmi maçında
Macaristan Milli Takımına karşı 63. dakikada oyuna giren Messi,
girdikten 40 saniye sonra hakem Markus Merk tarafından rakibine dirsek attığı
gerekçesiyle kırmızı kartla oyundan ihraç edilmiştir. Gördüğü kırmızı kartın ardından Messi
sahayı ağlayarak terk etmiştir. Daha sonra 3 Eylül’de Dünya Kupası Elemeleri’nde,
Paraguay’a karşı, Arjantin Milli Takımı’nın 1-0 kaybettiği maçta son 8 dakika oyuna
girerek ilk resmi maçını tamamlamıştır.2005-2006 Sezonu
25 Eylül 2005’te İspanya vatandaşlığına kabul edilen Messi,
artık La Liga’da bir İspanyol vatandaşı olarak Barcelona formasıyla mücadele edebilecekti
. Zira Barcelona kulübünün Avrupa Birliği vatandaşı olmayan futbolcu kontenjanı dolmuştu ve
Messi oynayamayacaktı. İlk Şampiyonlar Ligi maçında İtalya’nın Udinese takımına karşı
27 Eylül 2005 tarihinde forma giydi. Aralık ayında İtalyan spor gazetesi Tuttosport tarafından
Wayne Rooney, Lukas Podolski, ve Cristiano Ronaldo ile birlikte 2005 yılının
en iyi 21 yaş altı genç oyuncusu seçildi.Messi daha sonra 2005-2006 sezonu boyunca La Liga’da ve Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde
Barcelona formasıyla gösterdiği performansla gerek Avrupa’daki futbol severlerin gerekse
Barcelona taraftarlarının sevgilisi haline geldi.2006-2007 Sezonu
Hem İspanya Ligi La Liga’da Real Madrid takımına karşı oynadıkları maçta Dünya’nın
en iyi defans oyuncusu olarak kabul edilen Fabio Cannavaro’ya karşı gösterdiği başarılı
performans ve attığı çalımlarla hem de Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea takımına karşı oynadığı
başarılı futboluyla ne kadar yetenekli ve gelecek vadeden bir oyuncu olduğunu tekrar kanıtlamış
oldu. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde eleme grubu son maçında Werder Bremen’e
karşı 89. dakikada beraberlik golünü atarak takımının bir üst tura çıkmasında büyük rol oynamıştır.
Bir ara bazı gazetelerde İtalya’nın İnter Milan kulübüne astronomik bir rakamla transfer olacağı
söylentileri çıksa da resmi bir açıklama yapılmadı.İstatiktikleriBarcelona Takımındaki Performansı:* 2004-05 sezonu 9 maçta 1 gol.* 2005-06 sezonu 25 maçta 8 gol.* 2006-07 sezonu 10 maçta 4 gol.

Ronaldinho'nun hayatı

Tüm zamanların en büyük futbol ustalarından biri. Asıl adı Ronaldo de Assis Moreira'dur, fakat daha çok Ronaldinho veya Ronaldinho Gaûcho olarak bilinir. Ronaldinho, Portekizce "Küçük Ronaldo" anlamına gelir. Bu lakabın sebebi ise Ronaldinho'nun küçük yaşlarda (o sırada Inter'de oynayan) Ronaldo'ya duyduğu hayranlıktır. Gaûcho ise Rio Grande do Sul bölgesinde bazı futbolculara takılan "mutlu" anlamında bir lakaptır. Ronaldinho hala devam eden güleryüzlülüğü ve neşesiyle bu lakabı en çok hak eden futbolculardan biridirHayatı 21 Mart 1980 tarihinde Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Baba Joao Da Silva Moreira bir havuz kazasıyla öldüğünde Ronaldinho 8 yaşındaydı. Aile geçimini Ronaldinho'nun ağabeyi Assis'in futboldan kazandıklarıyla sağlamaktaydı. Ülkenin yarısından fazlasının fakirlik çektiği Brezilya'da hemen hemen her çocuğun kurtuluş yolu olarak görülen futbol Ronaldinho için de bir hedefti. İlk idolü ve hocası da Assis olduKulüp Kariyeri Gremio Yılları İlk futbol deneyimini plaj futbolunda yaşayan Ronaldinho, ağabeyinin yönlendirmesiyle Gremio futbol kampında ilk ciddi çalışmalarını yapmaya başladı. Bu çalışmalar sırasında dikkat çekti ve 1997 yılında Mısır'da yapılan 17 yaş-altı Dünya Kupası için Brezilya takımına çağrıldı. Kupanın hem gol kralı hem de en değerli oyuncusu seçildi. Bu performans Gremio Kulübü'nden gelen ilk profesyonel sözleşme teklifine sebep oldu. 1998 yılında Gremio kulubüyle yaptığı anlaşma, aile bütçesine büyük olmasa da ilk gerçek katkısı anlamına geliyordu.İlk sezonunda sadece 4 maçta yer aldı ve gol atamadı. Fakat ikinci sezon 17 maç oynayıp 5 gol attı, yeteneklerini yavaş yavaş ortaya koymaya başladı. Üçüncü ve son senesinde attığı 8 golden çok oynadığı futbol dikkat çekti.PSG Yılları Ronaldinho 2000-2001 sezonu boyunca birçok Avrupa kulübünün ve menejerin dikkatini çekti. Gremio kendisine gelen her astronomik teklifi geri çevirdi. Tekliflerin 75 Milyon Euro'ya kadar çıktığı iddia ediliyordu. Bu futbola kayıtsız kalamayan Luis Fernandez, Ronaldinho'yuParis Saint Germain'e getirmek için ısrarlı davrandı. Ronaldinho'nun menajerliğini yapan Assis sonunda PSG'ye evet dedi ve 2001 yılında 5 yıllık bir anlaşmaya imza attı. İki takım arasında bonservis bedeli konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu olay hukuki alana taşındı ve Ronaldinho 6 ay futboldan uzak kaldı. Sonunda 4,5 milyon dolarlık bonservis bedeli tespit edildi ve Ronaldinho tekrar futbola döndü.PSG'deki ilk yılı pek de parlak geçmedi. Özellikle Paris gecelerine düşkünlüğü yüzünden zamanın teknik direktörü Luis Fernandez ile araları açıldı ve bir daha da yıldızları barışmadı. İlk yılında 28 maç oynadı ve 9 gol attı. Fakat 2002 yılında biraz da olda adaptasyon sorununu atlatmış göründü. Oysa PSG'deki sıkıntısı sürüyordu, daha büyük bir takıma gitmek istediğini açık açık söyledi. Fakat sözleşmesi yüzünden zorunlu olarak takımında kaldı. 2003 yılında, PSG Avrupa Kupaları'na katılma hakkı kazanamayınca sözleşmesindeki madde uyarınca Ronaldinho'yu satış listesine koymak zorunda kaldı.Barcelona Yılları Beckham'ı FC Barcelona'ya getireceği vaadiyle başkan olan Joan Laporta, bu transfer denemesinde başarısız olmuş, üstelik Beckham ezeli rakip Real Madrid'e kaptırılmıştı. Daha önce de Figo'yu ezeli rakibine kaptıran Katanlar bu fiyaskoyu da kaldıramazdı. Bu gerçeği iyi bilen Laporta kendisini kurtarabilecek tek transferin Ronaldinho transferi olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden PSG ile Manchester United arasında süren pazarlıkları fırsat bilerek 19 Temmuz 2003 tarihinde, 27 Milyon Euro bonservis bedeliyle transferi bitirdi.FC Barcelona'daki ilk maçına 27 Temmuz 2003 tarihinde çıktı. İlk maçından itibaren, PSG günlerinin tersine çok istekli, çok mücadeleci ve çok başarılı bir futbol ortaya koydu, her geçen gün de futbolunu geliştirdi. İlk senesinde Barcelona La Liga'yı ikinci bitirdi. Ronaldinho 32 maçta 15 gol atmıştı. Çok istediği İspanya Lig Şampiyonluğunu ise ikinci senesi olan 2004-2005 sezonunda ulaşabildi. Bu sırada en büyük hedefinin Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak olduğunu söyleyen Ronaldinho, bu amacına da 2005-2006 sezonunun sonuda ulaşabilmiştir.ve dünyanın hayranla izlediği bir futbolcu olmuşturMilli Takım Kariyeri 1999 yılında Wanderley Luxemburgo tarafından Amerika Kupası için milli takıma çağrılan Ronaldinho ilk milli maçını da 26 Haziran 1999 tarihinde bu turnuvada Letonya'ya karşı oynadı. Milli forma altında attığı ilk gol ise yine aynı tunuvada Venezuella'ya attığı goldü.2001-2002 yılında futboldan uzak kaldığı 6 ay yüzünden 2002 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takım'ına alınmayacağı düşünülüyordu. Fakat dönemin teknik direktörü Felipe Scolari beklentileri boşa çıkardı. Ronaldinho oynadığı futbol ve attığı iki gol ile Scolari'nin seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Özellikle 30-35 metreden İngiltere'ye attığı gol jeneriklikti. Zaten Dünya Kupasını da kazanan Brezilya oldu.Brezilya 2005 yılında Almanya'da düzenlenen Konfederasyon Kupası'nda şampiyon oldu. Ronaldinho bu kupada 3 gol attı. Birini grup maçlarında 2-2 biten Japonya maçında (dk.32), birini yarı finalde 3-2 Brezilya galibiyetiyle biten Almanya maçında (dk.43) ve birini de finalde 4-1 biten Arjantin maçında (dk.47) attı. Ayrıca final maçında maçın adamı seçildi.2006 Dünya Kupası, Ronaldinho için iyi geçmemiştir. Turnuvanın en büyük yıldızı olacağı gözüyle bakılan Ronaldinho, turnuvayı kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan takımıyla birlikte hayal kırıklığı yaratan bir futbol oynamış ve çeyrek finalde Fransa Milli Takımı'na yenilmekten kurtulamamıştır. Oynadığı 4 maçta gol atma başarısı da gösteremeyen Ronaldinho, (takımı gibi) aşırı favori gösterilmesinin yarattığı baskıyı kaldıramamış, oyun konsantrasyonunu ve hücum gücünü sahaya yansıtamamıştır.Bu olaylardan sonra sinirlenen vatandaşlar tarafında bir vilayetteki heykeli yıkılmıştır.Öznitelikleri Dünyada yükselen pres, fizik-kondisyon ve oyun bozmaya dayalı, savunma ağırlıklı futbol anlayışına karşı sürat, teknik, yaratıcılık ve oyun kurmaya dayalı estetik futbol anlayışının en büyük temsilcisi olan Ronaldinho'nun en büyük futbol yeteneği hiç kuşkusuz topa olan hakimiyeti. Kısa vuruşlarla top sürme, kısa alanda çalım, bacak arası gibi bilinen her türlü adam adama hücum varyasyonlarında üstün bir yeteneğe sahip olmasının yanında kendine has yan çalımlarında top, ayağına yapışıkmış görüntüsü verir. Bu top hakimiyeti, sürati ve vücut çalımı ile birleşince neredeyse tutulmaz bir oyuncudur. 2 Aralık 2004 tarihinde Şampiyonlar Ligi grup maçlarının dördüncüsünde, AC Milan'a karşı maçın sonlarına doğru, bütün bir takıma vücut çalımı atarak kaydettiği gol yeteneklerinin özeti gibidir. Sürati dolayısıyla açık alanda da çok tehlikelidir, ayrıca çok teknik bir oyuncudur.Ağırlıklı olarak sağ ayağını kullanır. Doğal bir serbest vuruşçu değildir ama maç esnasında ya da serbest vuruşlarda mesafe tanımaksızın kaleyi bulabilir. Gol atmak konusunda sıkıntısı olmasa da asıl işlevi gol attırmaktır. Verdiği uzun mesafeli pasların isabeti, derinlemesine gönderdiği asistlerin zamanlaması çok başarılıdır. Hem süratli hem de çabuk olma vasfına sahip ender oyunculardandır. Bu yüzden açık alanda da dar alanda da çok tehlikelidir.Her ne kadar oyun kurucu vasıfları olsa da Ronaldinho klasik anlamda bir oyun kurucu değildir. Daha çok hücum hattı ile orta sahanın arasında serbest adam veya ileriye dönük orta saha oyuncusu olarak sol iç koridorda oynar. Oyun kurgusunu değiştirme, gerekirse oyunu yavaşlatma gibi kabiliyetleri olması gereken oyun kurucu gibi takım sisteminin gerçek ağırlık merkezi değildir. Fakat sahip olduğu hücum gücü, ağırlık merkezinin ona kaymasını sağlar.Maradona, Pele gibi gösteri özellikli kaliteli futbolcuların günümüz temsilcisidir. Çalım yeteneğini geliştiren ve yeni çalım stilleri bulan/uygulayan bir futbolcu olarak -yaşı da dikkate alınırsa- futbol tarihine geçeceği kesin gibidir. Fakat kendine has bu hareketleri yalnızca gösteri amacıyla yaptığı söylenemez. Bazı durumlarda, verdiği spektaküler paslar, gelen topu saliselik bir hareketle hiç beklenmeyen bir şekilde ve yere göndermesini sağlar. Bu da rakip defansın düşmesine neden olup pası alan kişiye zaman ve alan kazandırır.Ayrıca diğer teknik futbolculardan farklı olarak savaşçı ve mücadeleci yapısı farklılığını belirginleştirmektedir.Başarıları Kulüp 2005-2006 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu 2005-2006 İspanya Lig Şampiyonluğu 2005 İspanya Süper Kupası 2004-2005 İspanya Lig Şampiyonluğu Milli 2005 Konfederasyon Kupası 2002 Dünya Kupası Şampiyonluğu 1999 Amerika Kupası Şampiyonluğu 1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonluğu Bireysel 2005 Altın Top 2005 France Football Avrupa'da Yılın Futbolcusu Ödülü 2005 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü 2004 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü 1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonası Gol Krallığı 2006 ispanya süper

C.Ronaldo'nun hayatı

Gerçek adı Cristiano Ronaldo Dos Santos Aveiro olan 1985 portekiz doğumlu dünyanın en ünlü ve yakışıklı futbolcusudur. Şu anda İngilterede Manchester United takımında oynamaktadır. Dünya kupasında yaşanan olaylardan sonra takımından ayrılmayı planlamaktadır. Ancak M.United onu bırakamaz ve de bırakmadı. Cristiano Ronaldo M.United için David Beckham takımdan gittikten sonra David Beckham'ın yerini doldurmak için alınmıştır. Yerini doldurmak futbolsal anlamda değil bir süper star anlamındadır. Gerçekten de Cristiano Ronaldo dünyada en çok hayranı olan yıldız futbolculardandır.Sporting Lisbon'dan Manchester United'a 12.24 Milyon Pound karşılığında ilginç bir şekilde transfer olmuştur. Sporting Lisbon ve Manchster United takımları hazırlık maçı yaparlar. Bu maçta Sporting Lisbon forması giyen Cristiano Ronaldo Manchester United'a karşı devleşen futboluyla göz doldurmuş ve adeta tek başına oynayarak takımının kazanmasını sağlamıştır. Cristiano Ronaldo'yu çok beğenen Manchester United takımının Teknik direktörü Cristiano Rolando'yu transfer etmiştir. Cristiano Ronaldo Manchester United takımının 7 numaralı formasını giymektedir. Ayrıca Manchester United'da forma giyen ilk portekizli oyuncu olarak tarihe geçmiştir. Manchester United forması ile ilk sezonunda Sir Matt Busby Yılın Futbolcusu ödülünü almıştır. 2002/2003 sezonunda 25 maçta forma giymiş ve 3 gol atmıştır. 2003/2004 sezonunda 39 maçta forma şansı bulmuş ve 8 gol atmıştır, ayrıca FA Cup finalinde Milwall ile oynanan maçta forma giymiştir. Euro 2004 de yıldızı parlayan oyuncu Portekiz milli takımının vazgeçilmez ilk 11'i arasında bulunmaktadır. Dünya kupası 2006'ya damgasını da vuran üncü futbolcu CR, dünya kupasında ingiltereden takım arkadaşı Rooney ile yaşadığı olaylar İngiliz basında çok büyütülünce İngilterenden ayrılma aşamasına gelmiştir. Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği çok hızlı olması, inanılmaz bilek hareketleri ve çalım yeteneğine sahip olmasıdır. Oynadığı oyun göze çok estetik gelmekte ve futbol izleyenlere ayrı bir zevk vermektedir. C. Ronaldo brçok bilgisayar oyunda çok iyi puanlar almış bir oyuncudur. Bilgisayar oyunlarında Cristiano Ronaldoyu alan takımlar çok güçlü olmaktadır. C. Ronaldo birçok sevgili değiştirmiştir. Sevgilileri arasında birçok top model, manken, tv sunucusu da vardır. Ayrıca sevgililerinden biri Türkiye'de çok iyi tanınan eski Galatasarylı futbolcu Jardel'in kız kardeşidir. Cristiano Ronaldo çok hayırseverdir. Endenozya'da olan Tsunami sonunda evsiz kalan bir baba ve oğlununa bir ev almıştır. Ayrıca 11 yaşındaki bu çocuğun tüm masraflarını üstlenmiştir. Bu davranışıyla kendisine hayran olanların yüzünü kara çıkarmamıştır. Cristiano Ronaldo adı nereden gelmektedir? C. Ronaldo'nun babası eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olan Ronald Reagan'ı çok sevmekteydi. Bu yüzden onun adını kendi oğluna koymuştur. Cristiano ronaldo babasını çok sevmekteydi. Ancak babasını 2005 yılının sonlarında kaybetti
Kayıtlı
merhaba